TR EN AR FA
 
İnternet sitemizde yer alan yayınlar, düşünce yazıları niteliğinde olup yazarların ele aldıkları konu hakkındaki bireysel görüşlerini yansıtmaktadır; düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir Büro olarak her türlü fikre saygı ve dile getirilmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Sitemizdeki yazı ve makalelerde yer alan bilgileri spesifik bir hukuki uyuşmazlığa uygulamadan önce mutlaka bir Avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

Trafik Cezalarına İlişkin Güncel Anayasa Mahkemesi Kararı İncelemesi

İşbu bilgilendirme notunda, 09.04.2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanan Anayasa Mahkemesi kararının trafik suçlarına ilişkin idari yaptırımların uygulanmasına etkisi hakkında bilgilendirmeler ve hukuki değerlendirmelerimiz paylaşılacaktır. Trafik Cezalarına İlişkin Güncel Anayasa Mahkemesi Kararı İncelemesi

I. KARAR ÖZETİ

09.04.2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2017/16903 sayılı ve 27.02.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararında başvuru konusu olay kısaca, Eskişehir Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından yapılan kontrollerde alkollü araç kullandığı tespit edilen başvurucuya uygulanan idari yaptırımlara yapılan itirazların gerekçesiz olarak reddedilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği iddiasıdır.

Başvurucu, trafik ekiplerince yapılan alkol test sonucunun yanlış olduğu gerekçesiyle olaydan 51 dakika sonra bir Devlet Hastanesinde kan testi yaptırmış, kan testi raporunda ise alkolsüz olduğu tespit edilmiş ve alkollü araç kullanımı nedeniyle kendisine uygulanan idari yaptırım kararına Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde itirazda bulunmuştur. Başvurucunun itirazı, Hâkimlik tarafından idari yaptırımın hukuka uygun olduğunun belirtilmesi ile reddedilmiş ve başka bir gerekçeye yer verilmemiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından, ilk derece mahkemesinin itirazın reddi kararının gerekçesinde itiraza dayanak oluşturan ve delil teşkil eden Devlet Hastanesi raporu üzerine değerlendirme yapmamış olması ve iddiayı yanıtsız bırakması nedeniyle Anayasa’nın 36. Maddesinde güvence altına alınan Adil Yargılanma Hakkı kapsamında Gerekçeli Karar Hakkı’nın ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

II. DEĞERLENDİRME

Söz konusu olayın değerlendirilmesi için ilgili hukuk kurallarını incelemek gerekmektedir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. Maddesi’ne göre: ‘’Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılır. … Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır.’’ Aynı Kanun maddesinin 9. fıkrasına göre, “Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır”

Bu hükümlerden anlaşılmaktadır ki, kendisine kanındaki alkol oranının tespiti için teknik cihazı ile test yapılmak istenen sürücü bu testten kaçınamayacak, alkol testi cihazında çıkan sonuç doğru kabul edilerek kollukça hazırlanacak tutanağa esas alınacak, buna göre idari yaptırım uygulanacaktır.

Ancak yukarıda bahsedilen ve Anayasa Mahkemesi bireysel başvurusuna konu olayda, başvurucunun testin yanlış çıktığı şüphesiyle sağlık kuruluşuna başvurması ve kan testi yaptırması ve mahkemenin bu testi dikkate almaması Anayasa Mahkemesi tarafından anayasaya ve hukuka aykırı olarak kabul edilmiştir. Nitekim bir teknik cihaz olan Alkolmetre cihazının yanlış tespit yapma olasılığı değerlendirildiğinde, itiraz merciinin yalnız bu cihaz verilerine dayanan tespit tutanaklarını esas alarak, hastane raporunun tamamen görmezden gelinmesi hakkaniyete uygun görülmemelidir.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi’nin kararı sayesinde, trafik ekiplerince alkol testi ile kanda alkol bulunduğunun tespiti sonrasında, tespitin yanlış olduğundan şüphelenilmesi durumunda olaydan çok geçmeksizin başvurulacak bir Devlet Hastanesinin test raporunun alkolmetrenin sonucu ne olursa olsun itiraz mercii tarafından dikkate alınması gerekecektir.

Aynı zamanda, söz konusu karar geniş kapsamlı olarak değerlendirildiğinde, yargı mercileri ve idari makamlarca yapılan incelemelerde yalnızca idarenin yaptırım kararına dayanak oluşturan tespit tutanakları ve delillerinin doğru olduğu esas alınarak, itirazda sunulan iddia ve delillerin herhangi bir gerekçeye dayanmaksızın değerlendirilmeye alınmaması hukuka ve hakkaniyete aykırı olacaktır. Tüm bu sebeplerle, idari karar veya yaptırımlara yapılacak itirazlarda sunulacak delillerin incelenmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli bu kararı emsal gösterilerek ileri sürülebilecektir. Bilgilerinize sunulur.

Saygılarımızla,

ESİS HUKUK BÜROSU

Yol Tarifi