TR EN AR FA
 
İnternet sitemizde yer alan yayınlar, düşünce yazıları niteliğinde olup yazarların ele aldıkları konu hakkındaki bireysel görüşlerini yansıtmaktadır; düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir Büro olarak her türlü fikre saygı ve dile getirilmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Sitemizdeki yazı ve makalelerde yer alan bilgileri spesifik bir hukuki uyuşmazlığa uygulamadan önce mutlaka bir Avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

ÇARŞI VE MAHALLE BEKÇİLİĞİ MESLEĞİNE KABUL ŞARTLARINA İLİŞKİN 2020/58 KARAR NUMARALI ANAYASA MAHKEMESİ KARARI’NIN İNCELENMESİ

İşbu bilgilendirme notu, 03.12.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2020/14 Esas 2020/58 Karar numaralı ve 15.10.2020 tarihli, çarşı ve mahalle bekçilerinin mesleğe kabul şartlarına ilişkin iptal kararı içeren Anayasa Mahkemesi Kararı’nın incelenmesine ilişkindir.

I. KARARIN KONUSU

03/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2020/14 Esas 2020/58 Karar numaralı ve 15.10.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi Kararı’nda; Gaziantep 2. İdare Mahkemesi, bakmakta olduğu bir davada itiraz konusu kural mülga 14/7/1966 tarihli ve 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 6. maddesinin (E) bendinde yer alan “ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis” ibaresinin Anayasa’nın 2., 5., 49., ve 70. maddelerine aykırı olduğu kanısına varmış ve bu sebeple söz konusu maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur.

Karar konusu madde, çarşı ve mahalle bekçisi olacak kişilerde bulunması gereken nitelikleri ihtiva etmektedir. Maddenin (E) bendi ise şu şekildedir: “Ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflâs veya yüz kızartıcı başka bir fiilden dolayı hapis cezasından hükümlü bulunmamak”. Gaziantep 2. İdare Mahkemesi, söz konusu kuralın mülga 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu yaptırım sistematiğine göre düzenlendiğini, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan benzer nitelikteki hükmün ceza hukukundaki değişiklikler kapsamında güncellenerek değiştirildiğini fakat mevzubahis kuralın aynı kalması sebebiyle 657 sayılı Kanun’dan farklı olarak taksirli suçlardan ötürü 6 aydan fazla ceza alan bireylerin bekçi olmasına müsaade edilmemesinin hukuki güvenlik ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaşmadığını ileri sürmüştür. Gaziantep 2. İdare Mahkemesi ayrıca bu durumun işsizlerin korunması ve bireylerin maddi manevi gelişimleri önünde bir engel teşkil ettiğini de belirtmiştir.

Gaziantep 2. İdare Mahkemesi’nin bakmakta olduğu davanın konusunu, davacının 6 aylık hapis cezası oluşturmaktadır. Bu sebeple Anayasa Mahkemesi, “Ağır hapis veya…” ibaresinin bakılmakta olan dava kapsamında uygulanmasının mümkün olmadığını tespit etmiş ve bu ibareye ilişkin başvuruyu davaya bakan idare mahkemesinin yetkisizliği nedeniyle reddetmiştir. “… 6 aydan fazla hapis cezası” ibaresinin ise esasının incelenmesine karar vermiştir.

II. DEĞERLENDİRME

Mahkeme, mülga 772 sayılı Kanun’un 6. maddesine bakıldığında çarşı ve mahalle bekçilerinde aranacak koşulların, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Kanun’da devlet memurluğuna alınacaklarda bulunması gereken özellikleri ihtiva eden 48. maddedeki koşullardan farklılık gösterdiğini tespit etmiştir. 657 sayılı Kanun’un ilgili maddesinde kasten işlenen suçlardan mahkûm olmak devlet memurluğu yapmaya engel durumlar arasında sayılmışken itiraza konu olan kuralda herhangi bir ayrım yapılmaksızın 6 aydan fazla hapis cezasına konu tüm mahkumiyetlerin çarşı ve mahalle bekçiliğine engel olduğu hükme bağlanmıştır.

Mahkeme söz konusu kuralı Anayasa’nın 13. ve 70. maddeleri bağlamında değerlendirmiştir. Anayasa’nın 70. maddesi her Türk’ün kamu hizmetine girme hakkına sahip olduğunu ve görevin gerektirdiği nitelikler dışında hiçbir şekilde hizmete alınmada ayrım gözetilmeyeceğini hüküm altına almaktadır. İptale konu kural ise çarşı ve mahalle bekçisi olmaya engel hususları düzenlediği için kamu hizmetine girme hakkını sınırlamaktadır. Anayasa’nın 13. maddesi uyarınca kamu hizmetine girme hakkına getirilecek sınırlamaların kanunla yapılması, Anayasa’da öngörülen sınırlama sebebine uygun olması gerekmektedir. Ayrıca sınırlamanın kanuni düzenlemeyle yapılması yeterli olmayıp bu düzenlemenin öngörülebilir, ulaşılabilir ve belirlenebilir olması da gerekmektedir. Esasında temel hakları sınırlayacak bir kanunun bu nitelikleri haiz olması Anayasa’nın 2. maddesi ile güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Kural metninde hangi tür durumların bekçi olmaya engel teşkil edeceği açıkça belirtildiğinden ötürü kanunilik şartının yerine getirilmediği söylenemez. Ancak bununla birlikte mevcut sınırlamanın meşru bir anayasal nedene dayanması gerekmektedir.

İtiraza konu kural kapsamında, 6 aydan fazla hapis cezasından hükümlü olunması çarşı ve mahalle bekçisi olmaya engel bir durum teşkil etmektedir. Suçun niteliği bakımından herhangi bir sınırlama getirmeyen kural suçun nasıl işlendiğine ilişkin bir ayrım yapmaksızın kasten yahut taksirle işlenmiş her suçu kapsamaktadır. Mahkemenin yapmış olduğu değerlendirmede de belirtildiği üzere kast ve taksir kavramları dikkate alındığında, bilerek ve isteyerek yani kasten suç işlemiş kimselerin bekçi olmalarının engellenmesi anlaşılır bir durumdur. Ancak taksirli suçlarda failin suçun neticesini istemediği yahut öngörmediği göz önüne alındığında bilmeden veya istemeden gerçekleştirmiş oldukları eylemler dolayısıyla kişilerin bekçi olmasının engellenmesinin görevin niteliğinden kaynaklandığını belirtmek güçtür. Buna rağmen kural 6 aydan fazla hapis cezasını gerektiren fiilleri işleyenlerin kamu hizmetinde bulunamayacağını hüküm altına almaktadır. Bu durumun anayasal bağlamda meşruluğu iddia edilemeyeceğinden ötürü mevzubahis kural Anayasa’nın 13. ve 70. maddelerine aykırılığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Mahkeme, bu maddelere ilişkin değerlendirme sonucu iptal kararını vermesi sebebiyle Anayasa’nın 5. ve 49. maddeler uyarınca ayrı bir incelemede bulunmamıştır.

Son olarak belirtmek gerekir ki, Anayasa Mahkemesinin işbu yazı konusu kararında incelenen ve iptal edilen 772 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu hükmüne kıyasen, aynı konuyu düzenleyen ve 18/06/2020 tarihi itibariyle yürürlükteki 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu (en azından mesleğe kabul şartları bakımından) Anayasaya daha uygun olarak düzenlenmiştir. Gerçekten 7245 sayılı Kanunun 3. madde hükmü çarşı ve mahalle bekçisi olmak için aranan koşullar bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda aranan şartlara atıf yapmaktadır. Buna karşılık 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanununun içerdiği diğer hükümler bakımından Anayasaya uygunluğu ise tamamen ayrı bir tartışma konusudur.

Saygılarımızla, 04.12.2020

ESİS HUKUK BÜROSU

Yol Tarifi