TR EN AR FA
 
İnternet sitemizde yer alan yayınlar, düşünce yazıları niteliğinde olup yazarların ele aldıkları konu hakkındaki bireysel görüşlerini yansıtmaktadır; düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan bir Büro olarak her türlü fikre saygı ve dile getirilmelerinden memnuniyet duyuyoruz. Sitemizdeki yazı ve makalelerde yer alan bilgileri spesifik bir hukuki uyuşmazlığa uygulamadan önce mutlaka bir Avukata danışmanızı tavsiye ederiz.

12 Haziran 2020 Tarihli Resmi Gazete’de Yayınlanan Anayasa Mahkemesi Kararı İncelemesi

İşbu bilgilendirme notunda, 12.06.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2020/13969 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi kararı hakkında bilgilendirmeler ve hukuki değerlendirmelerimiz paylaşılacaktır.

I. KARAR ÖZETİ

İlgili Anayasa Mahkemesi kararında başvurucu 1951 doğumlu bir avukat olarak İçişleri Bakanlığı’nın 21/3/2020 tarihinde yürürlüğe konulan 65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkmalarının yasaklanması hükmünü içeren genelgenin iptal edilmesi istemi ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmuştur.

Kararda Mahkeme kısaca; Başvurucu tarafından Anayasa’nın 148. maddesi ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesine uygun hareket edilmediği, Başvurucunun Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmesi için öncelikle olağan kanun yollarını tüketmiş olması gerektiği nedenleri ile başvurunun “kabul edilemez” olduğuna karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

İncelenen Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa Mahkemesine başvuruda şekil şartlarına uygun hareket etmenin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Her ne kadar başvurunun konusu doğrudan temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına ilişkin olsa da Mahkemece incelenen ilk husus etkin başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği olmuştur. Bu inceleme sonucunda ise İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir genelgenin idari bir işlem olduğu konusunda şüphe bulunmadığı ve bu sebeple idari yargıda iptal davası açılmak sureti ile kanuni dayanağının bulunup bulunmadığı incelemesinin yapılabileceği anlaşılmaktadır. Nitekim kararda etkin başvuru yolunun var olmasının yanı sıra ilgilinin talebini makul bir süratte karara bağlama potansiyeli açısından da incelenmiştir. Bu konuda ise Mahkemece 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda ilgililerin kullanabileceği pek çok süratli karar verilmesine imkân sağlayan hükümlerin yer alması sebebi ile yargı mercilerinin yasağın uygulandığı süreç içinde hukukilik denetimi yapmalarının mümkün olduğu ve somut olayda aksi sonuca ulaştırabilecek herhangi verinin başvurucu tarafından ortaya konulmamış olduğu ifadeleri yer almaktadır. Salgın hastalık sebebi ile yargı hizmetlerinin belli ölçüde yavaşlatılması tedbirlerinin yargılama faaliyetlerinin tamamen durdurulması anlamına gelmediği özellikle yürütmenin durdurulması istekleri gibi acil nitelikli işlerin incelenmesinin ve karara bağlanmasının tedbirlerin kapsamı dışında olması sebebi ile bu açıdan kararı etkileyen bir durum olmadığı ortaya konmuştur.

Sonuç olarak; ilgili kişinin başvurusunun değerlendirilebilmesi için söz konusu idari işleme karşın öncelikle etkin ve makul sürede karar verebilecek kurum olan idari yargı mahkemelerine başvuruda bulunulması gerektiği bu temel şartı yerine getirmeyen başvuru hakkında “kabul edilemez” kararı verilmiştir.

Bu karar pandemi sürecinde İçişleri Bakanlığı Genelgeleri ile getirilen yasaklar ve özellikle kesilen idari para cezaları bakımından izlenecek usul konusunda Anayasa Mahkemesinin tavrını net olarak ortaya koyması bakımından önemlidir. Ancak bu konuya ilişkin açılabilecek idari işlemin iptali davaları bakımından Anayasa Mahkemenin herhangi bir tavır ortaya koymaktan çekinmesi de gözden kaçmamaktadır.

Pandemi sürecinde karşılaşılan yasaklar, pandemi sürecinde maruz kalınan idari para cezaları veya Anayasa Mahkemesinin inceleme konusu kararı hakkında herhangi bir sorunuz olması veya Anayasa Mahkemesine başvuru hakkında daha ayrıntılı bilgi almak isterseniz büromuz ile iletişime geçmekten çekinmeyiniz.

Bilgilerinize sunulur.

ESİS HUKUK BÜROSU


#makale #içtihat #anayasa mahkemesi
Yol Tarifi